Myanmar’da Arakan’lı Müslüman Halka Yapılan Zulüm ve Vahşete Konya STK’ları Sessiz Kalmadı
Myanmar Cumhuriyetine bağlı Arakan eyaletinde inançlarından dolayı Budistler tarafından zulüm, işkence ve katliama maruz bırakılan Müslüman kardeşlerimiz için Konya Sivil Toplum Kuruluşları ortak bir basın toplantısı düzenledi.
Anadolu Gençlik Derneği Konya Şubesi’nin ev sahipliğinde yapılan basın toplantısına; AGD Konya Şube Başkanı Yusuf GÜNEŞ, CANSUYU Derneği Konya Şube Başkanı Ahmet GÖNÇ, ÖĞDER Konya Şube Başkanı Yavuz AYDIN, DİN BİR DER Konya Şube Başkanı Kemal AYTEK ve ESAM Konya Şube Başkanı Ahmet TİRE katıldı.
Konya Sivil Toplum Kuruluşlarının davetlisi olarak Konya’ya gelen Malezya İslam Teşkilatları Danışma Konseyi Genel Sekreteri Prof. Dr. Muhammed Azmi Abdül HAMİD ve Hindistan’dan Aligarh İslam Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Arshi KHAN katıldı. Muhammed HAMİD Arakan’da yaşanan son gelişmeler, oradaki Müslüman halkın bekleri ve Türkiye Cumhuriyetinden yardım çağrısını anlatan bir açıklma yaptı. Hamid’in Tercümanlığını Öğder Genel Merkezi Dış İlişkiler Komisyon Başkanı İbrahim PÜR üstlendi.
HAMİD konuşmasında şunlardan bahsetti; Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Bu imkanı bize sağladıkları için Anadolu Gençlik Derneği Konya Şubesine teşekkürlerimi sunuyorum. Katılımınız için basın mensuplarına da teşekkürlerimi ifade ediyorum. Şuan da Myanmar’da yaşanan olaylar hakkında sizlere bilgi vereceğim. Myanmar’ın tamamında şuan da Müslüman oldukları için insanlara etnik bir soykırım söz konusudur. Müslümanlara karşı olan nefret gittikçe ülke geneline yayılmış durumdadır. 800 bin veya 1 milyon kişinin hayatı tehlike altındadır. Tüm şehirlerde hedef konumuna gelmişlerdir. Burada yaşanan katliam ilk olarak Haziran de başladı. İkinci dalga ekim ayında yürütüldü ve şuan da ise üçünce dalga yaşanmaktadır. Oradaki Müslüman halk maddi ve manevi tüm benlikleri ile aşırı Budistler tarafından hedef tahtasında ve Myanmar hükümeti de buna göz yumakta ve bir anlamda destek olmaktadır. Bu rahatlıktan dolayı geçtiğimiz hafta içerisinde 100 Müslüman çeşitli şekillerde katledildi, 10 tane cami yıkıldı ve onlarca ev yakıldı bu olaylar basın tarafından dünyaya aktarıldı. Bu katliam o kadar iyi planlanmış ve yönetiliyor ki, burada devam eden soykırım tüm dünyanın gözü önünde işlenmekte ve maalesef de gerekli tepkiyi alamamaktadır. Arakan’ın normal nüfusu 4 milyon iken şuna 700 bin kişi kalmıştır. Bu katliamlar sonucunda 2 bin olan cami sayısı 2 yüze kadar düşmüştür. Karışık olarak yaşanan yerlerde Müslüman evleri ile Budistlerin evlerini ayırmak için Budistler evlerinin kapılarına işaret yaparak buraya dokunmayın demekteler ve Müslüman evlerini hedef göstermekteler. Ticari olarak da iş yerlerine de geçimlerini sağladıkları yerlere de ambargolar uygulanarak alcığa terk edilmiş durumdadırlar. Şuana kadar da Myanmar Hükümeti hiçbir insanı yardımın Müslümanlara ve Arakan’a ulaşmasına izin vermiyor. Burada ki kişilere kişisel hakları sağlanmadı gibi de Myanmar vatandaşı olma hakkında tanınmıyor ve vatandaş sayılmıyorlar. Bu zulüm altında insanlara teknelerle farklı ülkelere geçiş yapmaya çalışıyorlar ama diğer ülkelerde kapılarını kapatmış durumda ve aynı Gazze gibi Arakan da açık hava hapishanesine dönmüş bulunmaktadır. Biz buradan Türkiye’yi harekete geçmeye ve bu katliamı durdurmak için işbirliğine davet ediyoruz. Çünkü biz inanıyoruz ki Türkiye bu konuda birleşik bir tepki noktasında etkisi büyük olacaktır. İslam teşkilatları örgütünün ve birleşmiş milletlerin bu konuda herhangibir adım atmadığını da biliyoruz. Ve biz Malezya olarak tüm dünyanın ilgisini çekmek için Mavi Marmara örneğine benzer bir yardım gemisi göndermeyi planlıyoruz. Bu gemiye 40 ülkeden 700 katılımcı organize ettik ve canlı yayın için tüm dünya medyasının da davet ettik. Amacımız Myanmar’ın Müslümanlara karşı olan bu katliamına dünyanın ilgisini çekebilmektir. Ambargoyu kaldırıp burada ki insanlara erişimi sağlamak ve yardımları ulaştırmaktır. Birleşmiş Milletlerden de çağrımız biran evvel sorunun çözülmesi için adım atılması ve bir inceleme heyetinin gönderilmesini istiyoruz. İslam Teşkilatlarında da buraya bir barış elçisi grubu göndermesini istiyoruz. Bu Türkiye ziyaretinde bu durumu anlatan ve beklentileri oluşturan bir mektubu cumhurbaşkanı Abdullah GÜL, Başbakan Tayyip ERDOĞAN ve Dış İşleri Bakanı Ahmet DAVUTOĞLUNA ulaştıracağız.
Basın toplantısının ardından grup yetkililere gönderilecek olan mektuplarla birlikte toplu halde fotoğraf çektirdiler.
